Blockchainler üzerine inşa edilen programlar ve platformlar, sürekli olarak daha merkeziyetsiz ve otomatik hale gelmenin yollarını arıyor. Şu anda, birçok protokol ekosistemi işlevlerinin bir kısmını yerine getirmek için borsalar gibi harici aktörlere ihtiyaç duyuyor. Akıllı kontratların kullanılması ile birlikte, blockchainler pek çok işlevi daha otomatik ve merkeziyetsiz bir alana taşıdı. Ayrıca, matematiksel algoritmaların artan kullanımı sayesinde, daha geniş bir işlem yelpazesi insan veya dış faktör müdahalesi olmadan gerçekleştirilebiliyor. Bu ilerleme, blockchain protokol ekosistemlerinin giderek daha bağımsız, merkeziyetsiz ve otomatik hale gelmesini sağlıyor. Bu alanda dikkat çekmeye başlayan matematiksel kavramlardan biri de, “bonding curve” olarak bilinen otomatik piyasa yapıcı (AMM) modelidir.

Bonding Curve Nedir?
İlk olarak Simon de la Rouviere tarafından 2017 yılında ortaya atılan bonding curve, bir token'ın değerini arzına göre hesaplamak için platformlara ve uygulamalara entegre edilebilen matematiksel bir kavramdır. Yatırımcılar, bonding curve üzerinde listelenen fiyattan; diğer kriptolar veya fiat para birimleri ile teminat vererek token satın alırlar. Bunun için Bitcoin (BTC) ya da Ethereum (ETH) kullanılabilir. Bonding curve’ün tokena biçtiği değer, yatırımcılar token satın aldığında (mint edildiğinde) ve satış yaptıklarında (burn işlemiyle yakıldığında) esas alınır. Bu bonding curve tokenlar mint ve burn oldukça, arz değişir ve bu değişiklik curve üzerindeki değeri yansıtır.
Bonding curve’lerin birden fazla işlevi bulunur:
- 
Değerlemeyi iyileştirme: Bonding curve’ler blockchain'e gömülü olduklarından şeffaftır, matematiksel temellere dayandığından ise öngörülebilir ve doğrudur. Ayrıca, ekosistemdeki büyümeyi göz önünde bulundurdukları için kripto para değerlemesi için dinamik bir yaklaşımdır. Bir bonding curve, ekosistem büyüdükçe o ekosistemin token miktarının ve dolayısıyla değerinin arttığını kabul eder. 
- 
Tokenin değerinin artışına veya azalışına önceden yön vermek: Bir bonding curve, token ve coin fiyatlarının arzla birlikte artıp azalacağını, bu sayede sürekli bir token modeli oluşacağını belirtir. Geliştirici bu konuda daha fazla kontrol sağlamak isterse, belirli bir bonding curve şekli seçebilir ve böylece arz değişimine göre token değerinin ne ölçüde artacağına karar verebilir. 
- 
Borsalara ihtiyaç duymamak: Tamamen otomatik bir piyasa yapıcı (AMM) görevi gören bonding curve, token fiyatının hesaplanmasını sağlayabildiği gibi işlem gerçekleştirmeyi de mümkün kılar. Matematiksel algoritma token fiyatını tahmin eder ve bunu yatırımcıya gösterir. Sonrasında yatırımcı doğrudan token alım-satımını gerçekleştirebilir. Bu özellik, kriptonun merkezsizleşmesinde önemli bir adımdır. 
- 
Bir ekosistemde birden fazla token kullanımının sağlanması: Bir diğer işlev de, bonding curve sayesinde ekosistemde kendi token'larını mint ederek birden fazla tokenın kullanılmasını sağlayabilmesidir. Bir geliştirici, birden fazla bonding curve oluşturabilir ve farklı projelerde farklı tokenlar kullanılmasını sağlayabilir. Böylece token’ın kullanımına, smart contractlara veya blokzincirler arası bağlantı sağlayan iki yönlü pegging sistemlerine göre, farklı blokzincirlerde farklı tokenlar kullanılabilir ve çok yönlülük elde edilir. 
Bonding Curve Nasıl Çalışır?
Basit bir lineer bonding curve’de x = y, yani token arzı= token değeri olarak tanımlanır. Bu, 10 numaralı token’ın 10$, 20 numaralı token’ın ise 20$ olduğu anlamına gelir. Ancak, bir kişi 10 token almak isterse toplamda sadece 10$ ödemez. Token 1 için 1$, token 2 için 2$, token 3 için 3$... şeklinde devam eder. Yani bir yatırımcı 10 token almak isterse, her biri için ayrı ayrı ödeme yapar ve toplam fiyat 1+2+3+...+10 =$55 olur. Eğer bir kişi 10 token almak ister fakat zaten 10 token satılmışsa, 11. token’dan 20. token’a kadar olan kısmı alır. Bu durumda da 11+12+...+20= $155 ödeme yapılır. Bu tür lineer bonding curve, erken yatırımcılar için daha fazla kâr sağlar.
Lineer bir bonding curve
Eğer bu yatırımcılar satış yaparsa, erken yatırımcı daha fazla kâr elde edecektir.
Erken yatırımcı 10 token’a 55$ ödediyse, ikinci kişinin alımıyla birlikte token değeri artacaktır ve ilk yatırımcı yeni, daha yüksek değerden satış yapabilecektir.
Birinci yatırımcı tokenlarını sattığında, bu tokenlar yakılır ve dolaşımdaki token sayısı azalır. Arz azaldığı için de değer azalır. İkinci yatırımcı ise 10 token’ı 155$’dan almış olmasına rağmen, bu aşamada satarsa zarar eder.
Bonding curve, yatırımcılara istedikleri anda token alıp satabilme özgürlüğü sunar. Ancak her yatırım gibi, bu da piyasa koşullarına bağlı olarak kazanç ya da kayıp getirebilir. Geliştiriciler, programlarını oluştururken yatırımcıların hangi noktada alım-satım yaptığına bağlı olarak ne kadar kazanç veya zarar edeceğini, bonding curve şekli ile belirleyebilirler.
Kriptoda Bonding Curve Uygulamaları
Bonding curve’ler ilk olarak 2017-2018 yılları arasında, projelerin yeni fon toplama ve pazar başlatma yöntemleri aradığı dönemde ilgi görmeye başladı. O zamandan bu yana çeşitli alanlarda uygulanıyor:
Token Satışları ve İlk Teklifler: Bonding curve, geleneksel ICO’lardan farklı olarak sürekli token satışı imkanı tanır; sabit fiyatla sınırlı arz yerine, erken destekçiler düşük fiyatlardan token alabilir, talep artırsa fiyatlar yükselir ve fonlama doğrudan ilgiye bağlanır. Örneğin, Fairmint’in Continuous Organization modeli şirketlerin bonding curve üzerinden fon toplamasını sağlar. Yine Pump.fun gibi platformlar Solana üzerinde meme coin’ler için bonding curve oluşturur ve takas listesine gerek duymadan likidite ve fiyat artışı sunar.
Otomatik Piyasa Yapıcılar (DEX’ler): Uniswap ve Curve Finance gibi platformlar işlem çiftlerinde bonding curve prensibi uygular. Uniswap’ın sabit çarpan formülü bir çeşit bonding curve işlevi üstlenirken, Curve ise stablecoin işlemlerinde kaymayı azaltan daha düz bir eğri kullanır. Bu merkeziyetsiz borsalar (DEX’ler), bonding curve mekanizmalarının aracı olmadan derin likidite ve yüksek işlem hacmi sunabildiğini ispatlıyor.
Tokenomik’te Bonding Curve (kaynak)
Stablecoin’ler (Algoritmik): Algoritmik bazı stablecoin projeleri, örneğin başarısız TerraUSD, talebe göre arzı ayarlayarak peg tutmaya çalıştı. Ancak, UST’nin peg kaybında olduğu gibi ciddi riskler ortaya çıkabilir. Ampleforth gibi projeler ise benzer şekilde fiyat dengelemesi için arz ayarı mantığını kullanır.
Yönetim ve DAO Tokenları: Bonding curve’ler DAO’ların fonlanmasında da kullanılabiliyor. Katılımcılar, bonding curve üzerinden yönetim tokenı satın alır, daha fazla katılımcı geldikçe fiyat yükselir. Bu, dinamik bir üyelik modeli sunar; ayrılanlar tokenlarını curve’e geri satabilir. DAOstack ve CommonStack gibi projeler bu metodu üye yapısı yönetmek ve kalanlar için değeri korumak için kullandı.
NFT’ler ve Dijital Sanat: NFT alanında bonding curve, satılan edisyonlar arttıkça fiyatı otomatik yükseltecek şekilde uygulandı. Bu model, erken koleksiyonerleri avantajlı fiyatlarla teşvik ederken bazı projelerde eleştiriye de maruz kalmıştır.
Bonding Curve Tipleri Nelerdir?
Lineer bonding curve belki de en basit olanıdır; ancak geliştirici hangi mekanizmayı sağlamak istiyorsa, örneğin erken yatırımı ödüllendirmek ya da erken satışları caydırmak gibi, curve’ün şekline göre bunları kalıcı olarak belirler. Bonding curve blokzincire entegre edildiğinden şekli değiştirilemez ve yatırımların akışını belirler.
En yaygın kullanılan dört bonding curve tipi vardır:
- 
Sigmoid eğri 
- 
Kareli (quadratic) eğri 
- 
Negatif üstel (exponential) eğri 
- 
Lineer (artmayan) eğri 

En popüler dört bonding curve: Sigmoid (üst sol); quadratic (üst sağ); negatif üstel (alt sol); ve lineer (artmayan) eğri (alt sağ). (Kaynak: medium.com)
Farklı bonding curve şekilleri, geliştiriciyle arzu edilen yatırım karakterine göre (aşağıdaki görsellere bakınız) seçilir:
- 
Erken yatırımcıyı ödüllendirmek için: Geliştirici erken yatırımcıları ödüllendirmek istiyorsa sigmoid veya quadratic bonding curve kullanabilir. Özellikle viralleşmesi beklenen kripto projelerinde bu eğriler uygundur; örneğin GameFi odaklı oyun platformları, NFT satış platformları (ECOMI) ya da ses paylaşım platformları (Audius) gibi. Sigmoid curve’de erken yatırımcılara düşük maliyet sağlanırken, “inflection point”ten sonra fiyatlar aniden yükselir. Quadratic gözle daha yumuşak bir geçiş sunsa da, yine de erken yatırımcılar için cazip fiyatlar sağlar. 
- 
Erken yatırımı teşvik ederken, geç yatırımları caydırmamak için: Yatırıma uzun süre ihtiyaç duyan bir projede geliştirici negatif üstel ya da lineer bonding curve tercih edebilir. Negatif üstel eğri ile ilk yatırımcılar düşük maliyetle giriş yapar ve kazanç mümkün olur; proje ilgi topladıkça eğri yataylaşır, fiyat artışı yavaşlar. Lineer eğride ise proje büyürken maliyetler düzenli artar — erken yatırımcı avantajı vardır; ancak sigmoid ve quadratic kadar fark oluşmaz. 
- 
Maliyetlerin sabit kaldığı sistemler için: Lineer (artmayan) bonding curve, yatırımcıların kâr ya da zarar beklentisi olmadığı, yalnızca bir projeye destek olmak istedikleri durumlar için uygundur. Burada fiyat değişmez, dolayısıyla kayıp veya kazanç oluşmaz. Bu tip bonding curve projeye gönüllü destek arayan proje sahipleri için uygundur. 
Bonding Curve Avantajları
- 
Sürekli Likidite: Bonding curve’ler, doğrudan akıllı kontrattan token alım-satımında garanti fiyat sunar; piyasa yapıcı ya da borsaya gerek kalmaz. 
- 
Adil ve Şeffaf Fiyatlandırma: Fiyat formülü herkese açık ve önceden tanımlanmıştır. Herkesin aynı koşullarda işlem yaptığı şeffaflık, on-chain değiştirilemeyen mantık üzerinden güven oluşturur. 
- 
Başlangıç Fonlaması: Bonding curve’ler projelerin rahatça fon toplamasını mümkün kılar; token satış süreçlerini otomatik yönetir ve fonlamanın gerçek ilgiyle orantılı gelişmesine imkân sağlar. 
- 
Erken Katılımı Teşvik: Erken katılan yatırımcılar daha düşük fiyatlardan faydalanır ve bu yapı proje başarısını sahiplenen bir topluluk oluşturur. 
- 
Otomatik Piyasa Yapıcılık: DeFi ekosisteminde bonding curve’ler otomatik takas sağlar ve likiditeyi merkezi yapılar olmadan demokratikleştirir. 
- 
Token Ekonomisinde Öngörülebilirlik: Projeler talep senaryolarını önceden simüle ederek fiyat ve fon miktarını kestirebilir; bu da spekülatif volatiliteyi azaltabilecek istikrarlı bir tokenomik yapı oluşturur. 
- 
Kullanımla Değerin Uyumlanması: Bonding curve, token değerini sistemdeki katılım ile ilişkilendirebilir; daha fazla katılımla token fiyatı yükselir ve kullanıcılar ödüllendirilir. 
Logaritmik Bonding Curve (kaynak)
Bonding Curve Riskleri ve Zorlukları
Bonding curve’ler oldukça güçlü araçlar olsa da, sihirli değiller ve belli başlı riskleri de beraberinde getirirler:
- 
Volatilite ve Spekülasyon: Üstel bonding curve’ler aşırı fiyat dalgalanmalarına ve spekülasyona yol açabilir. Erken sahipler kâr almak için tokenlarını satarsa fiyatlar hızla düşebilir ve yüksek fiyattan alım yapan geç gelenler zarar edebilir. 
- 
Balina Manipülasyonu: Büyük alıcı-satıcılar bonding curve’de fiyatları ciddi ölçüde etkileyebilir. Çok yüksek hacimli bir alıcı fiyatları şişirir, toplu satışlar ise fiyatı çökertir. Böylece büyük işlemlere karşı hassasiyet oluşur. 
- 
Likidite ve Fiyat Etkisi: Genel olarak bonding curve’ler iyi likidite sağlasa da, yüksek hacimli işlemlerde fiyat kayması (slippage) oluşur; özellikle eğrinin dik olduğu veya rezerv düşük olduğu durumlarda. 
- 
Akıllı Kontrat Riski: Bonding curve, karmaşık akıllı kontratlara dayanır; kodda açıklık olursa, hatalı mint işlemleri veya rezerv varlıkların kaybı ihtimali doğabilir. 
- 
Sermaye Verimsizliği: Bazı modellerde likidite için fonlar rezervde kilitli tutulur; getiriden feragat anlamına gelir. Hatalı yönetimde, rezervler token arzını karşılayamayabilir ve güven kaybı doğurur. 
- 
Karmaşıklık ve Kullanıcı Anlayışı: Bonding curve’ler, özellikle finansal kavramlara yabancı kullanıcılar için kafa karıştırıcı olabilir. Kullanıcılar fiyat mekanizmasını anlamazsa fazla ödeme yapabilir ya da panikle satış yapabilir. 
- 
Banka Koşusu (Bank Run) dinamikleri: Özellikle stablecoin sistemlerinde güvenin aşırı sarsılması, ani satış dalgası ile rezerv düşükse fiyat çöküşüne neden olabilir. 
- 
Regülasyon Riski: Bonding curve ile satışlar menkul kıymet olarak değerlendirilebilir ve özellikle kâr beklentisiyle alınıyorsa regülasyon takibine takılabilir. Uyumluluk şarttır. 
- 
Arbitraj ve Dış Pazar Etkileri: Tokenlar başka platformlarda da alınıp satılıyorsa fiyat farkları oluşur ve arbitraj fırsatları ortaya çıkar. 
Sonuç
Bonding curve’ler bir tür otomatik piyasa yapıcı (AMM) modelidir. Otomatik ve algoritmik işlemlerle, token’in değerini önceden belirlenmiş bonding curve şekline ve toplam arzına göre hesaplar. Bu sayede yatırımcılar bir teminat karşılığında token satın alıp, diledikleri zaman yine program üzerinden satarlar. Tüm süreç akıllı kontratlar yoluyla, insan hatasını elimine ederek, tamamen şeffaf ve merkeziyetsiz biçimde işler. Bonding curve’ler, geliştiricilere borsa ihtiyacı olmadan hata payı sıfıra yakın, şeffaf yatırım stratejileri sunar. Aynı zamanda yatırımcılar için, varlıklarının potansiyel değer artışını ve kâr hesaplamasını öngörme olanağı sağlar. Ancak, bonding curve her ne kadar en yüksek değere ulaşabilme potansiyelini gösterebilse de, bu seviyeden alıcı çıkacağının garantisi yoktur; dolayısıyla o değer kesinleşmez.
Özetle, bonding curve kavramı kripto ekosisteminde teşviklerin hizalanmasında ve likit pazarlar oluşturulmasında oldukça güçlü bir yapıdır. DeFi ruhunu yansıtır: aracıları ortadan kaldırıp finansal mantığı doğrudan blockchain üzerinde otomatikleştirmek. Kullanıcılar için en önemli çıkarım, bonding curve’lerin, arz ve talebin güçlü biçimde algoritmaya kodlandığı sistemler olduğudur. Token satışı ya da DeFi protokolüne bonding curve ile katılırken, kullanılan eğri tipini ve sonuçlarını bilerek hareket etmek, mantıklı yatırım kararı verebilmek için elzemdir.


 
 
 
  
  Ödül Merkezi
 Ödül Merkezi 
 
 


