Kripto Portföy Dağılımı: Kripto Portföyünüzün Bir Parçası Olmalı mı?

Bir portföye sahip olmak, birden fazla varlığa yatırım yaptığınız anlamına gelir. Portföy dağılımı, bir yatırımın yüzde kaçının o portföydeki her bir varlığa tahsis edildiğini ifade eder. Örneğin, bir yatırımcı parasının %63’ünü A Varlığına ve kalan %37’sini B Varlığına ayırabilir. Bu konuda doğru seçimi yapmak, yalnızca mümkün olan en iyi getiriyi sağlamak için değil, aynı zamanda riski azaltmak için de önemlidir. Kripto hakkında konuşurken, doğru dağılıma sahip olmak daha da önemlidir, çünkü kripto çok yüksek getiri sağlayabilmesine rağmen, aynı zamanda çok fazla volatiliteye sahip çok yüksek riskli bir sektördür.

Kriptoda Portföy Dağılımı Nedir?

Kriptoda portföy dağılımı, bir yatırımcının portföyünün kriptoya ayrılmış miktarıdır. Buna ek olarak, bu kripto tahsisi içinde, farklı kripto paralara veya tokenlere tahsisler olacaktır. Kripto paralara yatırım yaparken, portföy tahsisi özellikle zordur. Bunun iki ana nedeni vardır:

• Volatilite: Kripto para son derece volatil bir piyasadır ve coinlerin değeri 24 saatlik bir süre içinde %30’a kadar düşebilir ya da yükselebilir. Bu da kriptodaki risk faktörünün yüksek olduğu anlamına gelir. İdeal olarak, bir yatırımcı yüksek riskli bir varlığa sahipse, daha düşük riskli bir varlığa da sahip olacak ve böylece portföyünün ortalama riskini düşürecektir. Ancak bu, yatırımcıya ve risk toleransının ne olduğuna bağlıdır.
• Korelasyon: Birçok kripto paranın değerleri birbirini takip eder, yani pozitif korelasyona sahiptir. Ancak modern yatırım uygulamalarına göre, ideal portföyde negatif korelasyona sahip, yani değerleri zıt yönlere giden varlıklar bulunacaktır. Bu, bir varlıktan kaynaklanan kaybı diğerinden kaynaklanan kazançla azaltmak için yapılır.

Neyse ki, bu sorunları aşmanın ve kabul edilebilir bir risk seviyesi ve yüksek getiri sağlayabilecek bir kripto portföy dağılımı elde etmenin yolları vardır.

Etkili Kripto Portföy Dağılımı İçin Ne Tür Riskler Dikkate Alınmalıdır?

Herhangi bir yatırımda iki tür risk vardır: sistematik risk ve sistematik olmayan risk.

• Sistematik risk, piyasa dalgalanmaları ve genel ekonomi riski olduğu için azaltılması mümkün değildir. Kripto piyasasının özel oynaklığı nedeniyle, kripto varlıkları yüksek miktarda sistemik riske sahiptir. Bununla birlikte, sistemik risk kaçınılmaz olduğundan, bir yatırımcının yatırım yaparken aldığı risk olarak kabul edilmelidir.
• Sistemik olmayan risk, kripto para biriminin ya da merkezi olmayan finans (DeFi) platformunun kendisiyle ilgili olan tüm risklerdir. Bu, coin ya da token’ın yönetimini, blok zincirinin güvenliğini, düzenlemelerini ve benzerlerini içerebilir. Bu tür riskler portföy tahsisi yoluyla ve özellikle de çeşitlendirme, yani birbiriyle ilişkili olmayan varlıklara yatırım yapma yoluyla kontrol edilebilir.

Sistematik risk kaçınılmazdır, ancak çeşitlendirme yaparak ve negatif korelasyona sahip daha fazla sayıda varlığa yatırım yaparak sistematik olmayan risk azaltılabilir. (Kaynak: Working Money)

Korelasyonlu ve Korelasyonsuz Varlıklar Nelerdir ve Kripto Portföy Dağılımında Neden Önemlidirler?

Küresel yatırım stratejilerinin temel taşı olarak kabul edilen modern portföy teorisinde (MPT), varlıkların ilişkili olup olmadığı ve ne ölçüde ilişkili olduğu, verimli bir portföy oluştururken hayati önem taşır. Yatırımcı, korelasyonu ve korelasyonun kendi yararına nasıl kullanılabileceğini anlayarak riskini artırmadan daha yüksek getiri elde etmeye çalışabilir.

• İki varlık negatif korelasyon gösterdiğinde, biri yükselirken diğeri düşer. Bu durum, özellikle birinin diğerinin zararına kâr sağlayacağı durumlarda geçerlidir. Örneğin, geleneksel finans kurumlarına olan güven sarsıldığında, merkeziyetsiz dijital para birimlerine, yani kriptoya yapılan yatırımlarda bir artış olur.
• İki varlık pozitif korelasyon gösterdiğinde, değerleri birbirini takip eder. Bir yatırımcı korelasyonlu kriptolara yatırım yapmayı seçerse, bu sektörün değeri arttığında büyük karlar elde edebilir, ancak tersine döndüğü anda tüm bu varlıklardan para kaybedecektir. Bu nedenle, portföy teorileri çeşitlendirmeyi, yani bir yatırımcının parasını negatif korelasyona sahip farklı varlıklara tahsis etmesini önerir.

İki varlık negatif korelasyonlu bir durumda başlayabilir ve daha sonra değişerek korelasyonlu hale gelebilir. Bu nedenle yatırımları izlemek ve yatırım portföyünüzü buna göre yeniden düzenlemek önemlidir.

Kripto Para Biriminde Negatif ve Pozitif Korelasyon

Tarihsel olarak, tüm kripto para birimleri kripto para biriminin kralı ile ilişkilidir: Bitcoin (BTC). Ancak, 2020 DeFi yazında merkeziyetsiz uygulamalar (DApp’ler) alanında yaşanan patlamayla birlikte, bazı kripto varlıkları patlak verdi. Bu durum ağırlıklı olarak altcoinlerde (BTC olmayan coinlerde) görüldü, çünkü DeFi’ye dahil olanlar bunlardı.

Özellikle DeFi yazında ortaya çıkan birçok altcoin, Ethereum (ETH) blok zinciri üzerine inşa edildi ve değiştirilemez tokenlardan (NFT’ler) alım satım/takas sitelerine kadar çok çeşitli hizmetler sunuyor. Bu da farklı piyasalardan etkilendikleri ve değerlerinin yeni faktörlerden etkilenmesine yol açarak fiyat dalgalanmalarını çeşitlendirdikleri anlamına geliyor. Bu durum, Ocak-Haziran 2021 dönemi için en iyi DeFi kriptolarının yanı sıra BTC ve ETH’deki korelasyon seviyelerini gösteren aşağıdaki grafiğe bakıldığında görülebilir. Grafikte, korelasyon 0,7 veya daha yüksekse güçlü, 0,3 veya daha düşükse zayıf olarak kabul ediliyor.

DeFi varlıkları, BTC ve ETH arasındaki korelasyon. (Kaynak: medium.com)

Bununla birlikte, bu altcoinlerin genellikle BTC ile negatif korelasyona sahip olmasına rağmen, Ethereum üzerine inşa edilmiş olmaları, hepsinin ETH ile olduğu kadar birbirleriyle de güçlü bir şekilde korelasyona sahip olduğu anlamına gelir. Bu da en iyi kripto portföy dağılımına sahip olmak ve sistematik olmayan riski mümkün olduğunca azaltmak için bir yatırımcının altcoinleri birlikte satın almak yerine altcoin ve BTC satın almayı düşünebileceği anlamına gelir. Bir yatırımcı ETH ve diğer altcoinleri veya daha küçük altcoinlerin bir kombinasyonunu satın alırsa, bu varlıkların güçlü pozitif korelasyonu, sistematik olmayan riskin çok az veya hiç azaltılması anlamına gelecektir. Dahası, piyasa aşağı yönlü bir dönüş yaparsa, her iki yatırımdan da para kaybedeceklerdir.

En büyük iki kripto para birimi olarak, birçok kripto yatırımcısı kripto portföylerini BTC ve altcoin ETH arasında paylaştıracak. (Kaynak: plainenglishcrypto.com)

Bununla birlikte bu, bir yatırımcının asla ETH’ye veya diğer altcoinlere ya da iki veya daha fazla altcoine yatırım yapmaması gerektiği anlamına gelmez. Bu sadece, hem sistematik hem de sistematik olmayan riski hesaba katmaları gerektiğinden riskin daha yüksek olduğu anlamına gelir. Çoğu zaman, daha yüksek risk aslında daha yüksek getiri anlamına gelebilir; örneğin tahvillere kıyasla hisse senetlerinde her zaman olduğu gibi. Ancak bunun için bir yatırımcının öncelikle bu riski kabul etmeye istekli olması ve ardından en iyi risk-getiri seçeneklerini bulmak için araştırma yapması gerekir: bu, maksimum getirilerin oluşturduğu risk-getiri eğrisi yoluyla daha kolay hale getirilir.

Portföyde Kripto ile Hisse Senedi ve Tahvilleri Birleştirmek

Bazı kripto meraklıları yalnızca kriptoya yatırım yapmak istese de, bu kadar volatil bir piyasa olması ve varlıkların çok pozitif korelasyona sahip olması, bunun portföy dağılımınız için en iyi fikir olmayabileceği anlamına gelir. Portföyünüzde en iyi risk-getiriyi elde etmek için, kriptoya yatırım yapmaya devam ederken, hem kriptoya hem de başka bir varlık türüne yatırım yapmayı seçerek çeşitlendirmek akıllıca olabilir. Bu şekilde bir yatırımcı, negatif korelasyona sahip olmakla birlikte iyi getiri beklentileri sunan yatırım çiftleri bulabilir.

Buna ek olarak, bir yatırımcı risk-getiri oranının diğer çiftlere kıyasla ne kadar iyi olduğunu hesaplamak için verimli sınırı kullanabilir.

Joan Benner tarafından yapılan bir analizde, yüksek riskli/yüksek getirili kripto varlıklarının hisse senetleri gibi daha istikrarlı geleneksel varlıklarla karıştırıldığında risk-getiri oranının aslında iyileştiği gösterilmiştir. Birden fazla varlık türüne yatırım yaparak, yüksek ödüller kazanma olasılığı ortadan kalkmaz, ancak risk seviyesi azaltılabilir.

Jonas Benner’in hisse senetleri ve kriptoyu birleştirme analizi, risk aynı kalırken veya yalnızca küçük bir miktar artarken daha yüksek getiri olasılığının arttığını gösterdi. Turuncu renk hisse senetleri ve kriptoyu birleştiren portföyleri gösterirken mavi renk kriptosuz portföyleri göstermektedir. (Kaynak: towardsdatascience.com)

Kripto Portföyünüzün Bir Parçası Olmalı mı?

Kripto olsun ya da olmasın tüm yatırımlar sistematik olmayan risklere tabidir. Bununla birlikte, çeşitlendirmeyi seçerek bir portföyün riski azaltılabilir. Kriptoda, piyasa hisse senetleri ve hisselerle karşılaştırıldığında hala güçlü bir korelasyona sahip olsa da, kesinlikle eskisinden daha az korelasyona sahiptir; bu da daha iyi portföy tahsisi fırsatları anlamına gelir. Dolayısıyla, “Kripto portföyümün bir parçası olmalı mı?” sorusunu sorduğunuzda, riske açık olduğunuz sürece cevabınız evet olabilir.

Ancak hemen atlayıp tüm paranızı kriptoya yatırmadan önce, %100 kriptoya yatırım yapmanın da en akıllıca fikir olmayabileceğini belirtmek gerekir. Kripto çok yüksek getiri sağlayabilse de, aynı zamanda oldukça değişken, yani yüksek risklidir. Bu bağlamda, BTC ve altcoinlerle çeşitlendirme yaparak bazı sistematik olmayan riskleri hafifletsek de, sonuçta bunların hepsi aynı sektörün parçasıdır ve bu sektör değişkendir. Merkeziyetsiz finans düşüşe geçerse, iki kripto ne kadar negatif ilişkili görünürse görünsün, büyük olasılıkla birlikte düşeceklerdir. Bu nedenle, riski azaltırken yüksek ödüller kazanmak isteyen bir yatırımcının sektörler arasında çeşitlendirme yapması, yatırımlarının belirli bir kısmını kriptoya, diğer bir kısmını da hisse senedi veya tahvil gibi başka bir varlık türüne ayırması akıllıca olabilir.

Portföyün Yüzde Kaçı Kriptoda Olmalı?

Portföyünüzün yüzde kaçının kriptoya yatırılması gerektiğine gelince, birçok ekonomist ve trader, tüm portföyünüzün %1-5’i arasında yalnızca küçük bir miktar kriptoya yatırım yapmayı tavsiye ederken, Bill Gates gibi diğerleri, Elon Musk olmadığınız sürece hiçbir yatırım yapmamanızı tavsiye ediyor. Kripto ve blok zinciri teknolojisinin nereye gittiğine dair inancınız ne olursa olsun, fikir birliği tüm paranızı kriptoya yatırmamak ve asla kaybetmeyi göze alabileceğinizden daha fazla yatırım yapmamak gibi görünüyor.

Sonuç

Her bir varlığa tahsis edilen yatırım yüzdesine ve hangi varlıklara yatırım yapılacağına karar vermeden önce göz önünde bulundurulması gereken çeşitli faktörler vardır; Bu durum, ister kripto, ister hisse senetleri, tahviller veya bunların kombinasyonları olsun tüm yatırımlar için geçerlidir. Bu nedenle bir yatırımcı her zaman kendi araştırmasını yapmalı ve risk-getiri, korelasyon ve elbette yatırım süresini göz önünde bulundurmalıdır, çünkü varlıklar yavaş hareket edebilir veya basitçe çökebilir. Kriptoda portföy dağılımı kişisel bir karardır ve bireyin risk toleransına çok bağlıdır. Neyse ki, piyasada yalnızca çok sayıda harika tavsiye değil, aynı zamanda bir yatırımcının kendi araştırmasını yapmasına ve yatırım portföyünün yüzde kaçının kriptoda olması gerektiğine karar vermesine yardımcı olabilecek birçok araç da bulunmaktadır.