Taizi Grubu'nu içeren son dava, kripto paralar ve bunların insan kaçakçılığı ve kara para aklama gibi ulusötesi suçlarda kullanımıyla ilgili karmaşık sorunları gündeme getirdi. ABD Adalet Bakanlığı, grubun başkanını suçladı ve bu durum birkaç ülkenin ilgili varlıkları dondurmasına yol açtı. Bu olay, düzenleyici baskıların önemli etkisini ve ABD'nin uzun kol yargı yetkisinin kripto para sektöründe yarattığı zorlukları vurgulamaktadır. Dava, bu tür yaptırım eylemlerinin yasa dışı faaliyetlerin diğer yasa dışı güçler tarafından hedef alındığı bir 'kara yeme kara' senaryosu olup olmadığı konusunda tartışmalara yol açtı. Düzenleyici politikalar sıkılaştıkça, kripto para endüstrisi, 'yüksek riskli varlık' olarak sınıflandırılmamak için yasa dışı faaliyetlerden uzak durma baskısıyla karşı karşıya kalıyor. Bu durum, dijital paraların sağladığı kolaylık ile kötüye kullanımı önlemek için sağlam düzenleyici çerçevelere duyulan ihtiyaç arasındaki devam eden mücadelenin altını çizmektedir.